Açıklamalarım

37

candemir7 Mayıs 2021

KURBANDA, ÖLÜME NEDEN OLABİLECEK ÇAPRAZ BULAŞMAYA DİKKAT

Her yıl olduğu gibi kurban bayramı yaklaşınca, kurban kesiminde ve sonrasında dikkat edilecek hususlar, çeşitli kişi ve kuruluşlarca dile getirilmektedir. Bu açıklamalar neticesinde geçen on yıllık süreçte yerel yönetimler başta olmak üzere, açıklanan hususlara kurban kesiminde dikkat edilme oranı gün geçtikçe yükselmektedir. Önemli bir ayrıntıya dikkat çekmek ve özellikle kendi imkanlarıyla kurbanını kesmek ve/veya kesim sonrası parçalamak, değerlendirmek isteyen tüketicileri, bıçaklar ile kıyma makinaları başta olmak üzere ekipman hijyeni hususunu arife günü bir kez daha hatırlatmak istedik.

Dünya Veteriner otoritelerinin bildirimlerinde, şarbon, brusella ve E. coli O157:H7 başta olmak üzere bulaşabilecek 230 dan daha fazla sayıda zoonoz hastalık insanlara geçebildiği belirtilmektedir. Sadece bir tanesini incelediğimizde; Akademik kuruluşların yaptığı piyasa araştırmaları neticesinde, maalesef ülkemizde de E. coli O157:H7 nin varlığı tespit edildiği bilimsel kaynaklarda görülmektedir. İnsanların ve hayvanların bağırsaklarında yaşayan, E coli’nin en tehlikeli tipi olarak bildirilen E. coli O157:H7 kanlı ishale, özellikle 10 yaş altı çocuklar ile ileri yaşlı insanlarda böbrek yetmezliğine ve ölümlere neden olduğu bilinen gerçektir. E. coli O157:H7 çoğunlukla sığırlardan ve sığırdan elde edilen et ürünlerinden insanlara geçen gıda kökenli enfeksiyonlara neden olan patojenlerdendir. Temiz etlere bulaşmanın ana kaynağı bağırsaklarla veya içeriğiyle temas eden bıçaklar gelmektedir.

Bilindiği üzere kesim için kullanılacak bıçak paslanmaz krom çelik malzemeden olmalı, mümkünse sapı da aynı malzemeden veya sert plastik vb. malzemeden olmalı ve aynı zamanda çok iyi bilenmiş olmalı ki kesim esnasında bir defada işlem görmesi sağlanmalıdır. Çapraz bulaşmanın en çok meydana geldiği noktalardan birisi de bıçakların kullanımıdır. Sapları farklı renklerde olması tercih edilen, kesim bıçağı, deri sıyırma bıçağı, kemik sıyırma ve et parçalama bıçakları ile iç organlar için kullanılacak bıçaklar ayrı ayrı temin edilmeli ve sadece görevine uygun alanda kullanılmalıdır. Özellikle, iç organlar için kullanılan bıçaklarla kesinlikle temiz etler doğranmamalıdır. Askı kancaları, masat kullanımı, satır, balta ve et döveceği de paslanmaz krom çelik malzemeden olmalı ve kullanırken bulaşma tehlikesine dikkat edilmelidir.

Ayrıca, çapraz bulaşmanın en çok meydana geldiği noktalardan diğeri olan ve yılda bir defa kullanılan mutfakta bir köşede veya kilerde, depoda bekletilen kısmen paslı ve küflü hijyen yönünden uygunsuz kıyma makinalarıdır. Bu durumdaki makinalar kullanılmamalıdır. Bunun için tüketicilere önerimiz, çok cüzi fiyatlarda, bu konuda hizmet veren ve hijyen yönünden güvendiğiniz mahalle veya market kasabınızın her gün aktif kullandığı kıyma makinalarından yararlanmalarıdır. Kıyma makinasının ezici döner topu, aynası ve bıçağı ve hatta aynayı sökmek için kullanılan bilezik parçası dahil paslanmaz krom çelikten yapılmış ve sürekli kullanıma hazır tutulan kasaplarımızda ki kıyma makinalarında ayrıca ısınmaya ve bakteri üremesine engel olacak şekilde soğutucu aparatı olan makinalardır. Hayırlı Bayramlar.

Uzm. Vet.Hekim Dr. Can DEMİR

37

candemir26 Aralık 2019

YENİ YILI GÖRMENİZ İÇİN, KONTROL ETMEDEN “Sahte” İÇKİ İÇMEYİN!

Dr. Can DEMİR, yılbaşı için, uyarısını tekrarladı…

Yılbaşını karşılama eğlencelerinde alkol tüketecekler için, önceki yıllarda da sahte içki tüketilmemesi için güvenlikli etiket işaretleri hakkında uyarmıştık. Ancak ülke genelinde konuyla ilgili her bireye ulaşamadığımızı veya ulaştıklarımızın hayatına mal olacak uyarılarımızı önemsemediğini görmekteyiz.

Geçen yıl  içinde ve çeşitli zamanlarda sahte içki yakalandığı haberlerinin ajanslara düştüğünü görmekteyiz. Bu konudaki başarılarından dolayı Emniyet güçlerimizi tebrik ederiz.

Geçtiğimiz son yıllarda, sahte içki tüketimine bağlı olarak vefat edenlerin sayısının gün geçtikçe arttığını bildiren haberleri izlemekteyiz. Bir tüketici kuruluşu olarak konuyu yeniden ele almak gerektiği ve kıymetli basın yöneticilerinin desteği ile yine bir yılbaşı öncesinde biten yıla veda yeni yıla hoş geldin eğlencelerinin sahte içki tüketerek faciaya dönüşmemesi adına ’Sahte’’ içki tüketilmemesi için, uyarılarımızı tekrar aktarıyoruz.

tüsoder içki ve havai fişek

Kontrol etmeden güven esasına dayalı veya “marka yerdeyiz burada olumsuz bir durum olmaz” demek yerine bizzat kontrol etmeliyiz. “Kontrol, güvene mani değildir” sözünü unutmamalıyız. Aksi durum da eğlenceniz bir faciayla sonuçlanabilir. Bizi mi bulacak demeyin. Son günlerde medyadaki haberleri inceleyin, özellikle büyük illerimizde binlerle ve tonlarla ifade edilen sayılarda sahte içki yakalanıyor. Ya yakalanamayanlar varsa, o zaman, başta görme yeteneğinizi kaybedebilir veya alınan miktara ve sahte içkinin hazırlanış dozuna göre canınızdan (ÖLÜM) olabilirsiniz…

  • Ülkemizde, alkol ürünlerinde 2007 yılından bu yana, öncelikle mali takip ve de tüketici sağlığını korumak maksadıyla akıllı bandrol uygulaması (Uluslararası düzeyde “Güvenlikli İzlenebilirlik”) mevcuttur. Yerli ve ithal tüm ürünleri kapsayan bu Bandrollü Ürün İzleme Sistemi (BÜİS) uygulaması tüketicileri sahte ve kaçak ürünlerden korumak amacıyla TAPDK (Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu) ile GİB (Gelir İdaresi Başkanlığı) kurumlarının yasal düzenlemesi olarak yapılmaktadır.
  •   Tüketicilerimiz; Otel, Bar ve Eğlence Merkezleri ile Restoranlarda içki şişesinin önlerinde açılmasını istemeli ve akıllı bandrolü detaylı olarak kontrol etmelidir.
  •  Tüketicilerimiz, kesinlikle akıllı bandrolü olmayan ve de önceden açılmış şişe ile ölçekli adı altında bardak vb. kaplara aktarılmış olarak servis edilen içki tüketmemeli, yırtık ve bozulmuş bandrollü ürünleri satın almamalıdır. Bu durum şişenin daha önce açıldığı anlamına gelir.
  • 2015 Haziran ayından itibaren yenilenen alkollü içkilerdeki bandrolün kontrolünü aşağıda belirttiğimiz şekilde yapabilirsiniz
  • Bandrollerde birbiriyle uyumlu desenler kullanılmıştır, bandrolün bir ucunda GİB logosu diğer ucunda TAPDK logosu yer alır.
  • Bandrol yapıştırma işlemi TAPDK logosu şişenin kapağına, GİB logosu ise şişenin boynunda denk gelecek şekilde yapılmıştır. Bandrolün şişe kapağı üzerindeki kısa kenarında sarı üzüm salkımı içerisinde TAPDK logosu bulunur.
  • TAPDK logosunun üst bölümünde kalan Üzüm Yaprakları yanardöner altın sarısı yaldız olarak renk değiştirir. Bu görünür görünmez değişimini kontrol lütfen edin.
  • TAPDK logosunda siyah yazının çerçevesinde ve QR kodun üst orta bölümündeki kare içerisinde özel bir güvenlik özelliği bulunmaktadır. Bu sayede logoya farklı açılardan bakıldığında önden bakış – pembe renk ve açılı bakış – yeşil renk değişimini kontrol edebilirsiniz.
  • İçki şişesinin kapağına üstten baktığınızda bandrol üzerindeki, “www.buis.com.tr” ve “SMS 2847” çerçevesi ile birlikte kırmızı renkli QR kod ve altında yer alan seri numarasını oluşturan karakterler şişe kapağını ortalamış halde görünür.
  • Ayrıca “SMS 2847” yazısının alt satırına bandrolün yapıştırıldığı ürüne ait olan Rakı, Şarap, Votka gibi Ürün Bilgisini gösteren ifadeler yazılmıştır. Bunun hemen altındaki ikinci satırda 22 ile başlayan 4-6 haneli GTIP Grup numaraları bulunur. Üçüncü sıradaki en alt satırda ise şişenin Hacim bilgisini gösteren # 5, 10, 20, 35, 50, 70, 100 gibi bilgiler açık olarak yazılmıştır. Bandrol üzerindeki bu bilgiler ile ürünün ambalaj ve etiket bilgilerini karşılaştırma yapmak suretiyle ürünü kontrol edebilirsiniz.
  • Bandrolde bulunan kırmızı QR kodun altında iki satır olarak yazan görünür bandrol seri numarasını 2847’ye kısa mesaj göndererek SMS  sorgulaması yapabilir veya www.buis.com.tr adresinde açılan sorgulama alanına yazarak ürün bilgilerini kontrol edilebilirsiniz. Ayrıca Apple Store ve Google Play mobil uygulama merkezlerinden Büis Akıllı Cihaz uygulaması cihazınıza ücretsiz olarak yüklenebilmektedir. Bu uygulama ile bandrol üzerindeki QR kodu okutmanız halinde uygulama sizi bandroldeki renk değişikliğini algılayabilmesi için yönlendirecek ve işlem tamamlandığında okutulan bandrole ait ürün bilgilerini  kontrol edebileceksiniz. Akıllı cihaz uygulaması aynı zamanda bandrol seri numarası ile de sorgulama yapabilmektedir.

Ekran Resmi 2015-12-13 19.12.05

Yeni Yılın; Bütün Dünyaya Barış ve Huzur getirmesi dileğimle, Dostçakalın…

37

candemir23 Mart 2019

Gıda Denetçi faaliyetleri ile Laboratuvar faaliyetleri ayrı düşünülemez

ciftlik_logo_glader3
ÇİFTLİK DERGİSİ İLE YAPTIĞIM ÖZEL RÖPORTAJDAN ALINTIDIR…
https://www.ciftlikdergisi.com.tr/131941.html

Sn. Başkan, GLADER’in kuruluş amacını anlatır mısınız?
Yönetim Kurulu Başkanı Vet. Dr. Can DEMİR ‘‘ GLADER’ i ilgili 5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu ile yönetmeliklerle kurulan, Kamu yetkinliği verilen ve Mülkiyeti Kamu veya Özel olan Gıda Kontrol Laboratuvarları ile Kamu ve Özel sektörde faaliyet gösteren Gıda Denetçilerinin ve branşımızla ilgili ön lisans, lisans, yüksek lisans ve doktora ile daha üst Akademik kariyer sahiplerinin; Sivil toplum faaliyetlerinin etkinleştirilmesini ve geliştirilmesini sağlamak, Kurumsal / Bireysel üyeleri bir dernek çatısı altında toplamak, aynı alanda çalışanların koordinasyonunun ve sözcülüğünün sağlanması ile ilgili olarak çalışmalar yapan kişi ve kuruluşlara destek vermek amacı ile kurduk’’ diye belirtmiştir.

ciftlik_foto1

Peki, Sayın DEMİR neden GLADER?
Gıda üreticisi ve tüketici memnuniyetini sağlamak en önemli farklılığımız bu konudur ki;  Üretici memnuniyeti olmadan, tüketiciyi memnun etmek gerçeği olmayacağını söylemekteyiz. Gıdalarda bilgi terörüyle mücadele etmek, tüketicilere yönelik bilinçlendirme çalışmaları yürütmek, yapıcı, yön gösterici eleştirilerde bulunmak ve en önemlisi bilimsel doğruları anlatmak asli görevlerimizdendir.
Sektörü bilirkişi olarak temsil etmek, Devlet kuruluşlarına müşavirlik yapmak, Gıda Denetçisi üyelerimizi belgelendirmek ve izlenebilirliğini sağlayıcı son teknoloji gerekliliğini yerine getirmemizle birlikte zaman içindeki hedefimiz; kamu yararına bir vakıf oluşturarak tüzel kişilik yetkinliğini almak ve faaliyetlerimizin sürekliliğini sağlamaktır.

“Üretici ve tüketiciye doğru bilgi vermek; sağlıklı üretim ve tüketim dengesini korumak’’

GLADER’ in Faaliyet alanlarını neler olarak belirlediniz, sıralar mısınız?
 T.C. Tarım ve Orman Bakanlığı, TÜRKAK (Türk Akreditasyon Kurumu), HAK (Helal Akreditasyon Kurumu) başta olmak üzere, ilgili yasal otorite veya kamu kurum kuruluşları nezdinde, Derneğin amacı kapsamında sektörü temsil etmek ve gerektiğinde gönüllülük ilkesine bağlı olarak devlet kuruluşlarına müşavirlik yapmak üzere üye görevlendirmek ve koordinasyon sağlamak için görev almak ilk faaliyet alanımız olacaktır.

 Sosyal medya, yazılı ve görsel basınla işbirliği yaparak tüketicilere yönelik bilinçlendirme çalışmaları yapmak. Gerektiğinde sektörü temsilen örtüşen ve karşıt tamamlayıcı bilimsel görüşlerde bulunmak ve yapıcı, yön gösterici eleştiride bulunmak ve sürekli bilgi kirliliği ile mücadele etmek olacaktır.

ciftlik_foto2

Kamu yetkinliği verilen ve mülkiyeti özel olan Gıda Kontrol Laboratuvarlarının işleyişini Noter seviyesine çekebilmek’’

 Yurt dışı faaliyetlerinde TİKA (Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı) vb. kamu kuruluşlarının faaliyetlerine; eğitim, tüketicilerin bilinçlendirilmesi, ilgili kalite sistemlerinin kurulması, gıda kontrol laboratuvarı kurulması, cihaz ve ekipman desteği, gıda denetçisi vb. desteklerde bulunmak, talebe göre muhtemel projeler ile iş birliği alanları oluşturmak ve gerektiğinde yapılan faaliyetlerine katılım sağlayarak sosyal sorumluluklarımızı yerine getirmiş olacağız.

 Gıda denetçilerinin üyemiz olabilmesi için aldığı eğitim ve sertifikaları değerlendirildikten sonra dernek üyesi olarak kabul edilmektedir. Gıda Denetçisi üyelerimizi belgelendirmek ve kendilerine vereceğimiz kare kodlu kimlik ile yaptıkları denetimlerin online izlenebilirliğini sağlayıcı son teknoloji gerekliliğini yerine getireceğiz. Bu konuyla ilgili yazılım çalışmalarımız devam etmektedir.

‘‘Gıda denetçi faaliyetleri ile laboratuvar faaliyetleri ayrı düşünülemez’’ 

– Üyeleri ziyaret ederek, Kurumsal ve Bireysel üyelerin etik kurallara uygunluğunu yerinde inceleyip tavsiyelerde bulunmak tüzüğümüze yazdığımız görevlerimizdendir. Ayrıca dernek logosunu derneğin amacına uygun kullanımını yerinde inceleyerek olası olumsuzlukları yönetim kuruluna rapor etmek ve üyeyi sözlü veya yazılı olarak uyarmakla kendi içimizdeki suistimalleri engelleyerek şeffaf olduğumuzun göstergesi olacaktır.

‘‘Gıda laboratuvarları ve Gıda Denetçileri Derneği (GLADER)’in sektöre dinamizm, eğitim ve izlenebilirliği olan faaliyetleri ile etkin bir sorumluluk üstlendiğini ifade edebilirim’’

 Aynı zamanda denetçilerin birer eğitmen olduğunu kabul etmekteyiz. ISO 9001, ISO 17020, ISO 22000, ISO 22003 ve ISO 17025 başta olmak üzere ulusal ve uluslararası kalite yönetimi ve branşımızla ilgili standartların güncel eğitimini verebilen ulusal veya uluslararası yetkinliği olan eğitmenlerce üyelerimize eğitim vermesi için yönlendirme yaparak ve aynı zamanda üyelerimizin vereceği eğitime referans olmayı da görevlerimiz arasında kabul etmekteyiz.

 Dünya genelinde (öncelikle gelişmiş ülkelerde) Gıda Kontrol Laboratuvarlarının ve Gıda Denetçilerinin çalışmalarını takip ederek yayınlarını tedarik etmek, bu konular ile ilgili düzenlemeleri ise üyelerimizle paylaşmak, özellikle analiz metotları hakkında karşılıklı görüşmeler sonucunda elde ettiğimiz bilgileri dernek üyelerimizle paylaşmak ve ayrıca dernek üyelerimizi eğitim almak veya bilgi edinmek maksadıyla yurt dışına göndermekte asli görevimiz olarak kabul etmekteyiz…

Röportajın devamı için ve KAYNAK:22.03.2019
https://www.ciftlikdergisi.com.tr/131941.html

37

candemir2 Mart 2019

BÜYÜKBABADAN TORUNA, YAŞANMIŞ YAYINEVİ HİKÂYESİ (KISSADAN HİSSE)

DEMIRCAN_YAYIN_1

     Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi son sınıf öğrencisi iken Hocalarımın, Asistan ağabeylerimin büyük desteği ile hazırlamış olduğum ‘’Veteriner Hekim İlaç Rehberi’ ni 1985 yılında yayınladım ve aynı yıl mezun oldum. İlk iş olarak ‘’Veteriner Hekim İlaç Rehberi’’nin 4 sayfalık renkli tanıtım broşürünü hazırladım. Bugün ki İnternet hızına yetişmeyi bırakın, telefonla dahi iletişim kurabilmek çok zor olan günlerdi. Gençliğin verdiği azimle ve portatif daktilomla bugün ki adıyla Tarım ve Orman Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğünden, Tüm Türkiye’de o yıllar 67 ilimiz İl ve İlçe Müdürlüklerinde, Veteriner Araştırma Enstitülerinde görev yapan Veteriner Hekim büyüklerimin isimlerini talep ettim. Matbaada hazırlatmış olduğum renkli tanıtım broşürlerini ayrı ayrı, Meslek büyüklerimin isimlerine PTT yoluyla birer mektup beraberinde gönderdim. Muazzam geri dönüşler aldım. Tam sayı hatırlamasam da yaklaşık mevcudun % 80’i PTT imkanlarıyla talep edenlere ulaştırıldı.

     Yeni mezun olmuştum. Mesleki staj yapmak (Asalet Tasdiki) üzere ilk görev yerim Bursa/Gemlik ilçesine atandım. Veteriner Hekim İlaç Rehberinden elde ettiğim deneyime güvenerek, rahmetli babamın adına yukarıda görselleri olan “DEMİRCAN YAYINEVİ’’ ni 1985 yılın sonlarında kurduk. Ve de “DEMİRCAN YAYINEVİ & VETERİNER HEKİMİN BİLİM SESİ” logosuyla yayıncı olarak yola çıktık.DEMIRCAN_YAYIN_2

     İlk olarak Prof. Dr. Erdoğan ERTÜRK (Allah rahmet eylesin.) hocamızın “Veteriner Patoloji Renkli Atlaslı-1” kitabını yayınladık. Baskısını yaptığımız ve hocalarımızın kendilerine ait kitapların da dağıtımını üstlendik ve listemizdeki tüm yayınları göndererek Veteriner Hekimlerin ve Veteriner Fakültesi öğrencilerinin kütüphanelerini zenginleştirmeye çalıştık.

     Ankara Üniversitesi öğrencileri olarak bizler çok şanslıydık. Hocalarımızın üniversite baskısı kitaplarını temin edebiliyorduk. Güzel olanı, fotokopinin bile lüks olduğu “teksir” olarak adlandırdığımız ders notlarıyla eğitim gören özellikle yeni kurulan fakültelerde bir heyecan yaratmış olduk.

     1986 yılı ortalarında stajımı bitirdim. Güneydoğu’ya tayinim çıkınca yayınevini Ailemle birlikte Ankara’ya taşıdık. O yıllarda ulaşım zorluğu ile iletişim hızı bugünle karşılaştırılınca yok denecek kadar az olmasının da etkisiyle, 1980’li yılların sonuna doğru, Demircan Yayınevini kapatmak durumunda kaldım. Yayıncılıkla ilgili anılarımdan söyleyebileceğim çok konu olmasına rağmen, unutmak istemediğim ve sonraki yıllardaki çalışmalarıma bana yön veren üç yaşanmışlıktan bahsedeceğim;

     Birinci söylemek istediğim, Veteriner Hekimler için yeni yeni kitapları yayınlamak ve beraberinde tatlı rekabeti oluşturmak, her kitabın baskısı bittiği anda, yazarlarıyla beraber yaşadığım mutluluğu ve haklı gururu hani derler ya “anlatılmaz yaşanır” tam da bu durum için söylenmiş sanki. Daha sonra Meslekte yayınevlerinin ve kitapların zenginliğinin hızla arttığını görmek hoşnut olduğumdur.

     İkincisi, yayıncılıkta bütün yayınevlerinde yaşandığına inandığım bir hususta vardır ki öncelik kitabın çıkması hedeflenir. İnanın ticari getirisi en son değerlendirilen konudur. Hayatım boyunca unutamayacağım yayınevi işleyişi, telif hakları, sözleşme hazırlanması ve diğer konularda özetle işin mutfağı nedir öğreterek, her daim desteğini esirgemeyen Ankara Sıhhiye’deki “Güneş Tıp Kitabevi” sahibi Ali ağabeyim bana yol gösterici olmuştur. Huzurunuzda kendisine minnet ve saygılarımı sunarım.

     Üçüncü ve son olarak, yayıncılık tecrübesi ile birlikte insanı insan yapan değerlerden, en önem verdiğim ve yaşadığım bir hususu aktarmak istiyorum. Aşağıda görseli bulunan “Veteriner Fizyoloji” kitabının yazarı bugünlerde emekliliğinin huzurunu yaşayan, Uludağ Üniversitesi Veteriner Fakültesi Fizyoloji AbD. Sn. Prof. Dr. Kemalettin YAMAN Hocamızın ilk kitabını Doçent iken yayınevi olarak baskısını gerçekleştirmek bize nasip olmuştu. Kitabın çıktığı günlerde eş zamanlı olarak tayin olduğum şark görevime gitmem gerekiyordu. Yayınevini Ankara’ya taşıma sıkışıklığı da cabası. Hocamız bu durumu görünce anlayışla karşıladı ve Rabbım sağlık versin kitapların tamamını asistanlarına dahi görev vermeden bizzat kendisi teslim aldı. Öğrencilere dağıtımını ben yaparım, sen görevine git” diye beni uğurladı.

     Yıllar önceydi, uğurlamasından 8 veya 10 ay sonra Bursa’ya izne geldiğimde Kemalettin hocamı ziyaret ettim. Şakayla karışık “Kerata nerelerdesin? Niye hiç arayıp sormadın?” dedi ve hayatımın ilk derslerinden birini vermek üzere anahtarlarıyla ofisindeki dolabı açtı ve bir zarf çıkarıp bana uzattı. Kitapların tamamının tükendiğini söyledi. Bu zarfın içinde ‘’Sana ait bedel mevcut’’ dedi ve kontrol etmemi istedi. Zarfı açtığımda gördüklerime inanamamıştım. Hocam benim payıma düşeni, o yıllarda yeni yeni alıştığımız dövize çevirme işlemiyle dolar almış ve “Her an gelir, bu çocuğun maddi kaybı olmasın” diye muhafaza etmişti.

     Yıllardır hep kendime sorarım; “Ben yapar mıydım?” diye, Sizde lütfen kendinize sorun; “Siz yapar mıydınız?” Cevabınızı kendiniz değerlendirin. Benim cevabım ise, tüm samimiyetimle belirteyim ki; TL olarak bankaya yatırır ve “ertesi gün gel ödemeni yapayım” derdim. Dövize çevirmek aklıma gelmezdi. Hele hele “Her an gelir” diye dolabımda bekletmek ise, hiç alıştığım bir alışkanlık değildi.

     Oğlum; Rahmetli Büyükbabandan ne ben, nede sende benden, yayıncılıkla ilgili bir el ve devir almadın. Ancak kader bize bu güzelliği yaşattı. Ankara’da bizzat bizi okutan ve Bursa/Uludağ Üniversitesi Veteriner Fakültesi Öğretim Üyesi olarak görev yapmış Prof. Dr. Kemalettin YAMAN hocamın değerlerini taşıyan yazarlarla karşılaşman temennisiyle, yolun açık olsun.

2019 yılında kurduğun “KUTU YAYINLARI” uzun soluklu ve hayırlara vesile olsun inşallah.

DEMİRCAN YAYINLARINDAN,
KYAMAN_KITAP

37

candemir2 Şubat 2019

GENÇ BİR ÖĞRENCİNİN HAYALLERİNE VE GİRİŞİMCİLİĞİNE DESTEK VERDİM

Dr. Can DEMİR;
“Değerli meslek büyüğüm Sn. Veteriner Hekim Fikret EREŞİCİ beyin daha mesleki yaşantımın ilk başlangıcında; inanılmaz destekleyici tavrı ve genç bir öğrenci olan bana gösterdiği güvenle gönlümde taht kuran bir isim olması, yıllarca O’nu hiç unutamamamın yanında, tam da topluma ders niteliğinde gösterilebilecek ÖRNEK bir kişiliktir…” diye konuştu…
fikret_ereseci_rop_2

Can bey, Animal Dergisi vasıtasıyla bizimle tanışıklığınız da, 1984 yılına kadar dayanıyor zannediyorum…

O yıllarda “Veteriner Hekim İlaç Rehberi” adlı çalışmanızın ilk baskısı yeni yayımlanmıştı. Dergimiz de kıymetli bir eser olması nedeniyle haberi yapılmış ve devamında tanıtım reklamı yer almıştı. Gittiğimiz tüm ilaç firmalarında, her masada bu çalışmanızın yer aldığını görüyorduk. Üstelik ilk baskısı sırasında sizin de ifade ettiğiniz gibi henüz öğrenciydiniz…

Biraz bahseder misiniz bu girişiminiz nasıl oldu?

Dr. Can DEMİR: Bu çok farklı bir dönemdi benim için.. Rehberimin hazırlanması aşamasında ilaç firmalarının Veteriner ilaç bölümlerinin sorumlularından istemiş olduğum ilanları ve kitap siparişlerine gösterdikleri alaka “Başarmam” için en büyük itici güç oldu.

Hele bu konu ile alakalı hatırladıkça beni oldukça duygulandıran bir an var ki, ömrüm boyunca hiç unutamam. O yıllarda Pfizer Veteriner İlaç Bölümü Müdürü olan Veteriner Hekim Fikret EREŞİCİ bey vardı. “Veteriner Hekim İlaç Rehberi” yayınlayacağımı ve basabilmem için ürünlerinin tanıtım ilanını ve rehberde de basıldıktan sonra toplu olarak edinmeleri karşılığında maddi destek istemem üzerine; hiç tereddütsüz olarak reklam bütçesi olarak o yıllarda gerekli tüm yardımı yapmıştı.

Tabi beni duygulandıran asıl mesele bundan sonra geliyor…

Anlaşmamızın öngördüğü koşullarda ilanları da yer alan REHBER basıldıktan sonra, toplu olarak Pfizer İlaç şirketine de ulaştırılmıştı… Hesaplara baktım ki, destek olunsun diye önceden peşin tahsil ettiğim ilan bedeli Pfizer muhasebesi tarafından ikinci kez eksiksiz yatılırmıştı…

Mesleki Başlangıcımın o İlk Yıllarındaki Özel Bir Değerdir, Benim İçin Sn. Vet. Hekim Fikret EREŞİCİ…

Bir yanlışlık olmuştur. Bunu düzelttirip fazla ödemeyi de iade edeyim diyerek, Sn. Fikret EREŞİCİ beyi aradığımda; bu ödemenin doğru olduğunu söyleyerek, ilk yatırılan bedelin genç bir öğrencinin bu yaşlarda gösterdiği cesaretinin, girişimciliğinin ve hayallerinin karşılığı olarak yatırıldığını belirtti. Daha sonraki yatırılan ikinci bedelinde, bu hayallerini gerçekleştirebilmiş olmanın bir karşılığı olarak yatırıldığını ve “yolumun açık olması” sözleriyle ifade etti…

Sn. Fikret EREŞİCİ beyin bu sözleri üzerine, idealist bir genç olarak bu yüce davranışı bende büyük mutluluk ve derin saygı duyguları uyandırırken, gözlerimin de dolmasına neden olmuştu…

Ben bunu hiçbir zaman unutmadım ve çeşitli zamanlarda da bu değerli sahiplenici davranışı nedeniyle sayın FİKRET EREŞİCİ beyi toplantılarımda ki konuşmalarımda ve eğitim seminerlerimde bu ASİL davranışını saygıyla anarak, mesleki başlangıcımın o ilk yıllarındaki özel bir değer olarak dinleyicilerime örnek olarak hep anlatırım…

fikret_ereseci_rop_1GLADER Kurucu Başkanı Can DEMİR, kuruluşunu gerçekleştirdikleri derneklerinin ana amacını “Kamu yetkinliği olan ve Mülkiyeti özel olan Gıda kontrol laboratuvarlarını” Noter seviyesine çekmek ve Gıdaların sağlıklı üretim ile tüketim dengesini korumakla birlikte, Gıda Denetimlerini Aile Hekimliği seviyesine çıkarmak için mücadele etmek olarak özetleyebiliriz. Şeklinde açıkladı…

KAYNAK: Animal Dergi, Şubat/2019 – Yıl 34 – Sayı 394 – Sayfa 14

37

candemir24 Şubat 2018

HAYVANCILIKTA KALKINMA RAPORU

     gthb_fakibaba_1

MÜSİAD GTH SEK. KRL. DANIŞMANI (EDİTÖR) OLARAK, HAZIRLANMASINDA KATKIDA BULUNDUĞUM, HAYVANCILIKTA KALKINMA RAPORU MÜSİAD GIDA TARIM ve HAYVANCILIK SEKTÖR KURULU TARAFINDAN GAZİANTEP’TE ÖZEL BİR TOPLANTI DÜZENLENEREK, GTH BAKANLIĞI YETKİLİLERİNE TAKDİM EDİLDİ…
11 KASIM 2017

HAYVANCILIKTA KALKINMA RAPORUNUN TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ
http://www.musiad.org.tr/F/Root/Pdf/hayvancilikta_kalkinma_raporu.pdf

37

candemir18 Ocak 2018

GIDA TESİSLERİNİN MOBİL DENETİM “MOBDEN” PROJESİ

ipad

Ülke genelinde, 700  gıda üreticisi/satış noktası olan sektör üyelerimizi temsilen ve Yönetim Kurulu üyelerimizle istişare ederek, MÜSİAD Gıda Tarım ve Hayvancılık Sektör Kurulunun onayladığı 2016 yılının ikinci projesi olan “MOBDEN PROJESİ” Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’na gönderilmiş olup, Basın ve siz sektör paydaşlarının önerileri için ekte bilgilerinize sunulmuştur.

Projede; Günümüzde su, elektrik ve otopark online faturalama da olduğu gibi, gıda alanında mobil olarak verimli denetim yapma, bilgi toplama, takip ve online raporlama ile istatistik veri imkanı sağlayan günümüz teknolojisinin kullanılacağı bir denetim alt yapısını tanımlayan yazılım tasarımı amaçlanmıştır.

PP Detaylı  proje sunumu için aşağıdaki linki tıklayınız.
musiad_gthb_mobden_projesi_06-09-2016
HAZIRLAYAN
Vet. Hekim Dr. Can DEMİR
MÜSİAD Gıda, Tar. ve Hyv. Sektör Krl. Danışmanı

vetdr@candemir.name.tr

 

37

candemir4 Ocak 2018

SAĞLIKLI GIDA ÜRETİM VE TÜKETİM PROJESİ

lab_foto19

Ülke genelinde 700 den fazla gıda üreticisi/satış noktası olan sektör üyelerimizi temsilen ve Yönetim Kurulu üyelerimizle istişare ederek, MÜSİAD Gıda Tarım ve Hayvancılık Sektör Kurulumuzun hazırladığı“Sağlıklı Gıda üretim ve Tüketim Projesi”, uygulamaya geçirilmek üzere 19-07-2016 tarihinde GTH Bakanlığı makamına sunulmuştur.

Projede; Üreticiye yönelik Denetim, Ceza, İFŞA vb. yöntemlerin uygulamaları sonucunda tüketicinin sağlıklı gıda teminini tam olarak karşılamadığı değerlendirildiğinden, gönüllülük ilkesini esas alarak ve de KOSGEB desteği ile üreticilerin son ürünü piyasaya vermeden önce, yeniden belirlenecek TGK asgari sağlık kriterlerinin analiz edilmesi ve sağlık yönünden uygun ürünlerin tüketiciye sunulmasında süreklilik amaçlanmıştır.

PP Detaylı  proje sunumu için aşağıdaki linki tıklayınız.
saglikli_gida_uretim_tuk_projesi_19-07-2016
HAZIRLAYAN
Vet. Hekim Dr. Can DEMİR
MÜSİAD Gıda, Tar. ve Hyv. Sektör Krl. Danışmanı
vetdr@candemir.name.tr

MÜSİAD’ın Sağlıklı Gıda Üretim ve Tüketim Projesi ön kabulü onaylandı 

MÜSİAD Gıda, Tarım ve Hayvancılık Sektör Kurulu, 24-08-2016 çarşamba günü  T.C. Gıda, Tar. ve Hayv. Bakanlığı Gıda Kontrol Genel Müdürlüğüne Sağlıklı Gıda Üretim ve Tüketim Projesini sundu …
 
musiad_gthbak_proje_top_resim1musiad_gthbak_proje_top_resim3
37

candemir19 Aralık 2017

GIDA LABORATUVARLARIMIZIN GELECEĞİ (*)

gida_ambalaj_laboratuvari

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın mevcut laboratuvar yönetmeliği ile kuruluş ve çalışma izni alınarak kurulan ve de çoğunluğu akredite olan özel gıda laboratuvarlarımızın sayısı gün geçtikçe hızla artmaktadır. Bu artışa rağmen günlük numune analiz kapasitelerinin tam olarak kullanımı, ortalama %30’ları geçmediğini tahmin etmekteyim. Bu durumun gıda laboratuvarlarımızın geleceğini ve sürdürülebilirliğini tehlikeye sokmakta olduğu hepimizce malumdur. Son günlerde yaşadığımız olumsuzluklar ile Ülke genelindeki ekonomik sıkıntıların getirdiği ticari kaygıların yansıması ile analiz kapasitesinin tam olarak kullanılmamasını birlikte değerlendirdiğimizde öncelikle gıda laboratuvarlarının çoğunda yönetmelik gereği zorunlu istihdamın dışındaki ihtiyaç duyulan personelin tedbiren işten çıkarılma sayısında artış olduğunu gözlemlemekteyiz.

Gıda ve ham madde ihracat ile ithalatının azalması sonucunda bu ürünlerden özellikle yurtiçine girişlerinde başta GDO olmak üzere kontrol analizlerinin yapılması için, Bakanlık gıda kontrol laboratuvarlarının analiz kapasite fazlası numunelerin, laboratuvar sayısının artışına bağlı olarak, Özel gıda kontrol laboratuvarlarına gönderilme dağılımında da çok büyük bir azalma olduğu, bununla birlikte yurt içi girişlerinde piyasa tabiriyle kaşe yani sadece fiziki kontrol yapılmasının yeterli olması ile laboratuvar analizinin yapılmasına gerek duyulmadan ürünlerin giriş izni verildiği gerçeği de gündemdedir.

Yukarıda bahsettiğim sıkıntılara ilave olarak, kamu otoritesi; Bakanlık gıda kontrol laboratuvarı ile Bakanlığın yetkilendirdiği Özel gıda kontrol laboratuvarının ihracat ve ithalat numunelerine ait analizlerin sonuçlarını kabul ederek verilen rapor üzerinden işlem yapıldığını, ancak aynı laboratuvarların özel istek analizlerine ait raporları değerlendirmeye almayarak tanıma noktasında işlem yapmadığı bir gerçektir. İkilem olarak düşündüğümüz bu gözleme, birde özel istek raporlarının değerlendirmeye alınmamasına rağmen özel istek analiz sonuçlarının GDO’yu kapsayacak şekilde olumsuz olanları anlık veya aylık periyotlarda, sayısal verileri ile numune sahibinin kişisel kimlik, adres vb. bilgileri bir genelge ile GKGM’lüğüne bildirilmesi istenmektedir. Bu durum ithalatta yurtiçine girişte kontrol analizi yapılmayan ürünlerin örneklemeye bağlı olarak özel istek analizleri sonucunda ve de tüketicinin bilmeden tüketmesi sonrasında yakalanması mı hedeflenmektedir sorusunu sormadan geçemeyeceğim.

Hep yapıcı eleştirilerimin yanında gücümün yettiği kadarıyla yaşadığımız bu süreci öneri içerikli makale, röportaj ve Bakanlığa sunduğum proje dosyalarımın varlığı ilgili taraflarca bilinmektedir. Bu konuda da acil çözüm önerilerimi ana başlıklar altında sıralamam gerektiğinde;

İlk olarak belirtmeliyim ki, Bakanlık gıda kontrol laboratuvarları ile özel gıda kontrol laboratuvarlarının fiyat listesi birlikteliği dahil, kuruluşu ve işlev yönünden aynı mevzuata tabi olması, yine aynı mevzuat gereği yetkin ve deneyimli personelin istihdam edildiği gerçeği ile konuya yaklaştığımızda özel gıda kontrol laboratuvarlarının MÜLKİYETİ ÖZEL, ancak raporlama ve sonuçları yönünden KAMU YETKİNLİĞİ aynı olan laboratuvarlar olduğunu bütün paydaşlarca bildiğimiz gerçeğinin bir kez daha altını çizerek belirtmek istedim.

İkinci olarak ise Bakanlık web sitesinde 31.08.2016 tarihli kamuoyu duyurusu ile en son açıklanan uygunsuz olarak belirlenen 355 parti ürüne ait analiz sonuçlarının İFŞA edilmesinin yeterince çözüm getirmediği ve 2012 den günümüze olumsuzlukların sayısal olarak gittikçe arttığı tespitlerimle birlikte, açıklanan sonuçların içeriğini değerlendirdiğimizde tüketici sağlığı yönünden çok vahim bir tablo ile karşı karşıya kaldığımızı görmekteyiz.

Tüketici sağlığının öncelikli olarak güvence altına alacak şekilde hazırladığım ve Bakanlığa sunduğum ve ilgili bürokratlarca ön kabul gören “SAĞLIKLI GIDA ÜRETİM VE TÜKETİM PROJESİ” (www.candemir.name.tr) ’nde detaylı olarak belirttiğim üzere özel gıda kontrol laboratuvarlarının analiz kapasitelerinin tam olarak kullanılarak verimliliğinin arttırılması ve de sürdürülebilirliğinin sağlanması için gelişmiş ülkelerde olduğu üzere otokontrol sistemine analiz bazında katılımlarının sağlanması gerekmektedir.

Donanım, ekipman ve hatta sarf malzemeleri dahil, çoğunluğu ithal ürünlerle dövizle kurulan ve maliyeti yüksek olan, bilim yuvası olarak adlandırdığımız Özel gıda kontrol laboratuvarlarının istihdama katkısı da değerlendirilerek, bir notere uygulanan disiplinin aynısı sağlayacak yönetmelik düzenlemeleriyle güven en üst düzeyde çıkarılmalıdır.

Ayrıca zaman içinde kamu otoritesinin yönlendirmesi ile birlikte her türlü analizi yapan çok geniş parametrelere sahip laboratuvarlar yerine, önümüzdeki günlerde talebe göre belirlenecek temel analizlerin haricinde bir veya iki konuda Özel gıda kontrol ihtisas laboratuvarlarının oluşturulması öngörümü de tavsiye olarak belirtmek isterim. Saygılarımla,

Dr. Can DEMİR
Veteriner Hekim

(*): Gıda Teknolojisi Dergisi, Ekim  2016 – Yıl:20 – Sayı:5 – Sayfa:71

37

candemir5 Aralık 2017

KÂİNATIN SAHİBİ, YARALI MARTIYA DOKTORUNU GÖNDERDİ

martilar_orjinal_cd_cekim (3)(Fotoğraf çekim; C.DEMİR)

        Sürekli gittiğimiz bir yer olan Fenerbahçe’deki bir sosyal tesise, geçtiğimiz Pazar günü İlahiyatçı bir ağabeyimle kahvaltı yapmaya gittik. Kahvaltı bitimine doğru yemediğimiz salamları bir peçeteye koyup her zamanki gibi kedilere vermeye niyetinde sahile doğru yürüdük. Bütün samimiyetimle belirteyim ki her zaman kedi kaynayan o bölge de salamları ikram edecek bir kedi dahi bulamadık.

Sahile doğru yöneldiğimizde salamları martılara verelim istedim. Martılar sosyal tesisin hemen yanındaki askeri alana yaklaşmış duvar dibinde toplanmışlardı. Ben ısrarla o bölgeye gitmek istediğimde yanımdaki ağabeyim askeri bölgeye fazla yaklaşmamı öbür tarafa gidip orada martı mı yok dedi. Ben nedendir bilmem burada topluluk güzelce bekliyor diye askeri bölgeye geçmeyeceğimiz için gidelim dedim. Martılara yaklaştıkça bir martının etrafında toplanmış çok sayıda martı olduğunu gördüm. Fakat o bir tanesi sanırım ayağını bir şey takılmış olsa ki kalkıp kalkıp iniyor, uçamıyordu. Uzaktan bakınca net anlaşılmadığından önce sakız gibi bir yapışkan madde ayağına dolanmış olacağını düşündüm. Fakat yanına vardığımızda 10-12 cm büyüklüğünde sert mikadan yapılmış ve birazda ağırca balık görünümlü bir parçaya bağlı üç kancalı balık oltasının kancaları martının ayak perdelerine battığını gördüm. Balık kancasının ucundaki uzunca misina sahildeki kayalara dolanmış vaziyetteydi. Martıyı yakaladım, yanımdaki ağabeyime tarif ettiğim şekilde tutmasını istedim. Zorlamadan martının ayağından kancaları çıkardım. Parmağında ve ayağında kırık ve başka bir problem olmadığını görünce martıyı bıraktım. Deniz üzerinde ve ufuktaki derinliklere doğru uçarak kayboldu. Sanırım arkadaşlarının yanına gitti.

Yanımdaki ağabeyim mesleği gereği yaşadığımız bu olayı yorumladı ve “Kâinatın sahibi yaralı martıya doktorunu gönderdi” dedi. Bu hafta aynı yere gittiğimizde ortalık kediden geçilmiyordu… Sizlerle paylaşmak istedim.

Vet. Hekim Dr. Can DEMİR